Peşmergeler Kobani’de: Ne değişti? Ne değişir?

29.10.2014 Habertürk
فارسى بخوان | Kurdî bixwîne

(IŞ)İD’in Kobani’yi kuşatması 40 günü aştı ve kenti savunan güçlere ilk kez Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden (KBY) ağır silah ve savaşçı takviyesi geliyor. Bu noktaya nasıl gelindiğine baktığımızda karmaşık bir sürecin yaşandığını görüyoruz.
Öncelikle şu noktaların altını çizelim: 
* Erbil (KBY), Ankara, Washington gibi merkezler (IŞ)İD’in Kobani’yi kolaylıkla ele geçireceğini, kentte direnenlere yardım etmeye çalışmanın beyhude olduğunu;
* Zaten Kobani’nin stratejik olarak pek bir öneminin olmadığını, (IŞ)İD’e karşı savaşta pek bir anlam ifade etmeyeceğini düşündüler.
* Ankara’nın PYD/YPG’yi PKK ile eşitleyen söylemi hayli etkili oldu. PYD’nin başarısının PKK’nın bölgesel bir güce dönüşmesini kolaylaştırmasından endişe edenler, Kobani’yi kaderiyle baş başa bıraktılar.
* Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York’ta (IŞ)İD’e karşı uluslararası koalisyona katılacaklarını açıklamasıyla, özellikle Washington Kobani’ye mesafesini korudu, hatta artırdı.

ANKARA’YA RAĞMEN
Fakat bir süre sonra işler değişti. 
Öncelikle Kobani beklendiği gibi hızlı bir şekilde düşmedi.
(IŞ)İD de işi inada bindirip kuşatmaya ciddi kaynak aktarınca Kobani direnişinin sembolik önemi iyice arttı.
* Böylece Kobani, (IŞ)İD’in ilk kez yenilgiye uğratılabileceği bir yer olarak stratejik açıdan değer kazandı.
* Ankara’nın PYD/YPG ile (IŞ)İD’i eşitleme yaklaşımı hiçbir şekilde itibar görmedi, hatta ters teptiğini de söyleyebiliriz. Bunda Batı medyasının PYD/YPG, hatta Irak bağlamında PKK’nın askeri kolu olan HPG hakkındaki pozitif yayınların etkisi çok oldu.
* Buna bağlı olarak uluslararası koalisyon, Kobani’deki (IŞ)İD hedeflerine yönelik bombardımanlarını yoğunlaştırdı. Ankara’nın itirazlarına rağmen direnişçilere havadan ikmal yapıldı.

ANKARA’NIN RIZASIYLA
Peşmergelerin Kobani’ye gitmesi işte bu sürecin son halkası. Ancak bu sefer Ankara’nın rızası var. Kuşkusuz bu yolla, Mesud Barzani’nin KDP’si çizgisindeki Kürtlerin Rojava’da (Suriye) güçlenmesi ve PYD’yi dengelemesi hedefleniyor. Fakat Ankara’nın burada unuttuğu (veya unutmak istediği) bazı hususlar var:
1- Ankara-Erbil ilişkileri, örneğin Barzani’nin Diyarbakır ziyareti zamanındaki kadar olağanüstü değil. Irak’ta (IŞ)İD’in saldırısına uğradıklarında Ankara’dan yardım isteklerine cevap alamayan Kürtler, büyük hayal kırıklığına uğramışlardı.
2- Erbil-Kandil ilişkileri de eskisi kadar kötü değil. PKK’nın birçok cephede (IŞ)İD’e karşı peşmergelerin yardımına gitmesiyle aradaki mesafe iyice kapandı.
3- Son olarak Duhok’ta taraflar Rojava’da iktidar paylaşımını yeniden düzenlediler. Kobani’ye peşmerge sevkıyatında bu mutabakat belirleyici oldu.
Sonuç olarak, peşmergelerin Kobani’ye intikaliyle yeni bir aşamaya gelen bu süreçte Ankara’nın hesaplarının büyük ölçüde tutmadığını, hem Erbil’le ilişkilerinde gerileme hem Türkiye’de çözüm sürecinde sıkıntılar yaşandığını görüyoruz. Bunun temel nedeni, AKP hükümetinin Kürt sorunu konusunda bölgesel bir vizyon geliştirememesidir.
Buna karşılık, ABD başta olmak üzere uluslararası koalisyonun desteğini de arkalarına alan Erbil ve Kandil’in, Suriye üzerinden ve (IŞ)İD sayesinde, ortak bir bölgesel strateji geliştirme fırsatını yakalamakta olduklarını söyleyebiliriz.

Cumhuriyet Bayramı’nın ülkemizde eşitlik, kardeşlik ve özgürlük arayışlarına katkıda bulunmasını diliyorum.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
05.05.2024 Siyasette yumuşama, ama nasıl ve kimlerle?
28.04.2024 Akşener’den sonra İYİ Parti: Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
26.04.2024 Haftaya Bakış (211): Bahçeli’nin klibi - Kılıçdaroğlu’nun mücâdele çağrısı - Erdoğan-Özel görüşmesi
24.04.2024 Taha Akyol ile söyleşi: 1924 Anayasası’ndan hareketle yeni anayasa tartışmaları
23.04.2024 Rıfat Bali ile söyleşi: Musa’nın evlâdı Cumhuriyet’in yurttaşı
22.04.2024 Murat Somer ile söyleşi: CHP mi kazandı, AKP mi kaybetti?
21.04.2024 Erdoğan özeleştiri yapabilir veya yakın çevresinden, “Kral çıplak“ diyecek birileri çıkabilir mi?
19.04.2024 Haftaya Bakış (210): Istakozdan Rolex’e – Beklenen Erdoğan ve Özel görüşmesi
17.04.2024 Murat Ağırel ile söyleşi: Türkiye nasıl kara para aklama cenneti haline geldi?
14.04.2024 Kim Erdoğan ile müttefik olmak ister?
05.05.2024 Siyasette yumuşama, ama nasıl ve kimlerle?
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
11.02.2016 Hesabên herdu aliyan ên xelet şerê heyî kûrtir dike
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı